Bilgisayar veya yazılım ile uğraşan kişilerin birçoğu bug veya debug kelimelerini duymuştur. Bug İngilizcede “böcek”, debug ise “böcekten arındırma” anlamlarına karşılık gelmektedir. Bilgisayar dilindeki anlamaları ise; bug “program hatalarına”, debug ise “hataları ayıklama işine” denir. Peki, bu kavramlar yazılım jargonuna nasıl eklendiler?
9 Eylül 1947 tarihinde Amerika’da Mark II Aiken adlı röle (relay) bazlı hesaplayıcı askeri bir bilgisayar bozulur. Mark II, sadece matematiksel işlemler için kullanılabilen birçok elektronik parçalardan oluşan oda büyüklüğündeki primitif bir bilgisayardır. Teknisyenlerin uzun uğraşları sonucunda F panelindeki röle (relay) bacakları arasına sıkışan güve (moth) yani böceğin arızaya sebep olduğu tespit edilir. Böcek devreden çıkartılır ve bilgisayarın gerekli tamiratları yapıldıktan sonra Mark II Aiken tekrar sorunsuz bir şekilde çalıştırılır.
Mark II Aiken’den sorumlu kadın programcı Dr. Grace Murray Hopper log defterine “First actual case of bug being found.” (Böceğin ilk vakası bulunmuştur.) notu ile programlama tarihinde ilk programlama hatası olarak alttaki resimde görüldüğü gibi kayıtlara geçmiştir. Bu not günümüzde National Museum of American History müzesinde sergilenmektedir. O tarihten günümüze kadar da bilgisayarda oluşan hatalara “bug”, derleyici programın arka planında çalışarak yazılan kodlar arasındaki hataları bulmaya “debugger” ve bu hataları çözme işlemine de “debug” denir.